Menopoz

Menopoz adet kanamalarının durması anlamına gelir. Klimakterium veya perimenapoz dediğimiz dönem ortalama 2-8 yıllık bir dönemi kapsar. Ortalama menopoz yaşı 51 dir. 

Yumurtalığımızdaki yumurtanın en fazla olduğu dönem intrauterin hayat dediğimiz anne karnında olduğumuz dönemdir. Adetlerin başladığı püberte döneminde 300.000-500.000 civarında yumurta yumurtalığımızda bulunur. Her ay bu yumurtalardan 3-5 tanesi gelişir ve yumurta sayısı giderek azalır. 37-38 yaşlarından sonra folukul sayısındaki azalma hızlanır. Yaklaşık 25000 civarında oogonia (yumurta) kalır. Yumurtalığımızdaki yumurta sayısı azaldıkça daha sık adet görmeye başlarız. 42 yaş adet dönemlerimizin en sık olduğu zamandır. Daha sonra adetlerimizin arası uzar ve düzensizlik başlar, sonunda menopoza gireriz.

MENOPOZ YAŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

  1. Ailesel nedenler; anne, kız kardeş, teyze vb. menapoza girme yaşları
  2. Zayıf, iyi beslenmeyenlerde ve vejetaryan olanlarda östrojen seviyesi daha düşük olduğundan daha erken menopoza girilir.
  3. Sigara içimi menopoza erken girilmesine neden olur.
  4. Alkol kullanımında östrojen düzeyi yüksek olduğu için menopoza giriş yaşı gecikir.
  5. Doğum kontrol hapları ve yapılan doğum sayısının menopozu geciktirici etkileri tartışmalıdır.
  6. Histerektomi yani rahim alınması (yumurtalıkların bırakıldığı durumlarda) menopozun erken başlamasına neden olduğu iddia edilse de hormonlarda yükselme görülmemiştir.

MENOPOZUN ETKİLERİ

  1. SICAK BASMASI : Menopoz sonrası %50 oranında sıcak basması oluşur. Menopoza girecek olanlarda ise %20 oranında sıcak basma şikayetleri meydana gelir. Östrojen çekildiği için olmaktadır, en çok menopozun 1-2.yıllarında meydana gelir. Hipogonadizm dediğimiz östrojenin baştan beri olmadığı durumlarda sıcak basması olmaz. Nedeni tam bilinmemektedir. Çeşitli kanserlerde, tiroit hastalıklarında, stres durumlarında da sıcak basmaları olur.
  2. ATROFİK DEĞİŞİKLİKLER: Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, idrara gitme sıklığında artış, idrar yaparken yanma hissi, idrar kaçırma, haznede kuruluk, cinsel ilişkide ağrı, haznede akıntı menopozdaki atrofik değişiklikler sebebi ile oluşur. Menopoza girince hazne içindeki kıvrımlar azalır, hazne dokusunun kuruluk nedeniyle kanamaya meyli artar. Hazne asidik ortamdan daha alkali ortama dönüşür, bu enfeksiyon ihtimalini artırır. Cinsel ilişki sonrası kanama ihtimali de oluşturur. Cinsel ilişki kurmak kanlanmayı artırarak atrofiyi azaltır.
  3. PSİKOLOJİK ETKİLER: Sıcak basmaları ve uyku bozuklukları hayat kalitesini düşürür ancak depresyona neden olmaz
  4. BİLİNÇ ve HAFIZA ÜZERİNE ETKİLERİ: Östrojenin amiloid P yi düşürerek Alzheimer oranını azalttığı düşünülmektedir. Bu nedenle Alzheimer erkeklerde daha fazla görülmektedir. Hormon tedavisinin bilişsel durumu koruduğu ispatlanmamıştır.
  5. KALP VE DAMAR HASTALIKLARI: Menopoz da koroner kalp hastalığı riski 2 kat artar. HDL yaşla değişmez ama LDL (kötü kolesterol) önemli oranda yükselir. 60 yaşındaki bir hanımda erkeklerden daha yüksek seviyede bulunur. Normalde östrojen HDL yi artırıp, LDL yi düşürerek ateroskleroz dediğimiz damar kireçlenmesini önler, çeşitli maddeler salgılatarak vazodilatör ve antitrombojenik etki dediğimiz damarlardaki pıhtılaşma ihtimalini azaltır. Ancak damarda daha önceden atherom plağı oluşmuşsa bu plağın rüptüre olmasını veya plak üzerinde pıhtı oluşması ihtimalini artırır.
  6. OSTEOPOROZ: Östrojen azalınca parathormon cevabı artar. Bu da kemiklerden fazla miktarda kalsiyum çıkmasına neden olur. Bu durum barsaklardan ve böbrekten kalsiyum emiliminin azalmasına neden olur. Menopoz da süngersi kemiklerden kemik kaybı çok daha fazladır ve en çok ilk 5 yılda oluşur, sonra yavaşlar. 20 yılda süngersi kemiğin%50si, kortikal kemiğin %30 u kayıp olur. Kırık olmasında en önemli 2 faktör ergenlik döneminde kazanılan kemik ve menopoz da kaybedilen kemikdir. Kırıklar en çok omurlar, bilek, kaburga, üst kol ve üst bacakta oluşur. Omur kırıkları ile boy kısalır ve duruş bozukluğu olur. 75 yaşa kadar bilekteki kırıklar, 75 yaştan sonra femur başı kırıkları artar. Çene kemiğinde de kemik kaybı görülebilir.

OSTEOPOROZ İÇİN İLAÇ KULLANIMI

1. HRT (Hormon replasman tedavisi)

Östrojen kullanımı 5 yılda omurgayı %80, bilek ve kalçayı %60 oranında korur. Koruyucu etki ilaç kullanımını bıraktıktan sonraki 5 yıl içinde kaybolur, yani hormon tedavisi almak 80 yaşında kalça kırığı olmamızı engellemez. İlaçların adet görecek veya görmeyecek şekilde kullanılmaları ağızdan veya yapışkanlı bantlar şeklinde kullanımlarının kemik kazancı üzerine etkileri arasında fark yoktur. Önemli olan kanda belli bir östrojen seviyesine ulaşılmasıdır. Sigara içimi, zayıflık, tiroit hormonlarındaki bozukluklar, aile hikayesi, fazla kafein ve alkol kullanımı, tiroit ilaçları, kortikosteroidler, heparin, epilepsi ilaçları kemik kaybına neden olan diğer risk faktörleridir.

2. BİFOSFANATLAR:

Alendronat, risedronat, ibandronat, zoledronat bu grupta yer alan ilaçlardır. Alendronat ve risedronat grubu ilaçların yemekten yarım saat önce aç karna alınmaları gerekir. Alımından sonra yarım saat de eğilerek iş yapılmamalıdır(yer silmek, uzanmak, namaz kılmak gibi) Hem kalçayı hem de omurga üzerine etkisi vardır. HRT kadar etkisi vardır. HRT ile bir arada kullanılmamalıdır. Kullanıldığında kemik kırığı riski artar. İyi yönü kullanım bırakıldıktan sonra bile etkisi uzun süre devam eder.

3. KALSİYUM:

Yaşın artması, Östrojen eksikliği vitamin D nin ve kalsiyum emiliminin azalmasına neden olur. Östrojen alanlarda 1000mg, almayanlarda 1500 mg kalsiyum alınmalıdır. Bunun yiyeceklerle alınabilecek kısmı en fazla 500 mg dır.

4. D VİTAMİNİ:

Genç menopoz hastalarında kışın 400 IU/gün vitamin D alınmalıdır. Yaşlandıkça D vitaminin aktif sentezlenmesi azalacağından 800 IU/gün verilmesi gerekir. Yüksek doz kullanımı idrar kalsiyum oranının artmasına ve böbrek taşı oluşumuna sebep olur.

5. SERM (Selektif östrojen modülatörleri):

Etkisi esas olarak omurga üzerinedir. Hrt den en önemli farkı meme kanseri ihtimalini azaltmasıdır. Sıcak basmalarını artırır. Toplar damarlarda ki pıhtılaşma ihtimalin 3 kat artırır.

6. TİBALON:

Hem omurga hem de kalça kemiği ne etkilidir. Androjenik etkileri de olduğu için cinsel fonksiyonun ve mood ‘un daha iyileştirirler. HDL, total kolesterol ve trigliseridi azaltırlar. Toplar damarlarda pıhtılaşmaya neden olmazlar. Memede koruyucu etkileri vardır. Koroner arter hastalığı üzerine etkileri yoktur. Yani diabeti, hipertansiyonu ve trigliserit yüksekliği olanlarda daha çok tercih edilir.

7. KALSİTONİN:

Esas etki omurga üzerinedir. Kalça kırığında etkisi yoktur.

8. FLORİD:

Esas etki omurga üzerinedir.

9. REKOMBİNANT PARATHORMON:

Ciddi kemik erimesi olan ve kırık riski yüksek kişilerde kullanılır.

10. EGZERSİZ ve DİET:

Alkol, sigara ve kafein kullanımı azaltılmalıdır. Fitoöstrojenlerin etkileri yok denecek kadar azdır. Haftada 3 gün 30 dakika egzersiz önerilir.

HORMON REPLASMAN TEDAVİSİ (HRT)

Ağızdan, transdermal, burundan, hazneden kullanılabilir. Hazneden kullanımda etki daha çok hazneye ve idrar yollarınadır. Sistemik semptomlar üzerine fazla etkisi yoktur.

a. KALP VE DAMAR SİSTEMİ ÜZERİNE ETKİ: Östrojen koruyucu etkisi sadece sağlıklı damarlaradır. Menopoza yeni girmiş sağlıklı hanımlarda kullanıldığında atherosklerotik plak oluşumunu önler. Kanda HDL ve Trigliserid seviyesini artırır. LDL dediğimiz kötü kolesrerolü düşürür. Direk anti atherojenik etkisi vardır. Vazodilatasyon meydana getirir. Pozitif inotrop etki oluşturur yani kalbin daha iyi çalışmasına neden olur. Daha önceden atherosklerotik plağı olan kişilerde fayda sağlamaz . Bu plakların yırtılmasına neden olarak tromboz oluşturup zararı olabilir. Sonuçta menapoza yeni giren kişilerin kullanımı daha uygundur. Yaşlı, menopoza yıllar önce girmiş, daha önceden kalp damar hastalığı olan kişilerin kullanımı koruyucu etki sağlamaz hatta zarar verir.

b. VENÖZ TROMBOZ: Venöz damarlarda pıhtılaşma ihtimalini 2 kat artırır. Nomalde 1/10000 olan risk, 2 kat artınca 2/10000 olur.Bu yüksek bir risk değildir. Ailede konjenital trombofili varsa ilaca başlamadan tarama yapılmalıdır. Varis aşırı olmadıkça ilaç kullanılabilir.

c. MEME KANSERİ: 30/10000 olan meme kanseri, 38/10000e çıkar. Bu artış düşük bir orandır, oluşan tümörün de daha ufak, daha düşük gradeli yani daha iyi huylu olduğu görülmüştür. Ailesinde meme kanseri olmadıkça HRT kullanımı önerilir.

d. ENDOMETRİUM KANSERİ: Östrojen ve progesteron beraber alınan grupta endometrium kanseri ihtimali çok az azalır. Tek başına östrojen kullanımı ise 2-10 kat ihtimali artırır. Bu nedenle rahmi ameliyatla alınmamış kişilere progesteron tedavide eklenir.

e. KOLOREKTAL KANSER: Östrojen ve progesteron kullananlarda kolorektal kanser oluşma ihtimali düşer ancak kişinin kolorektal kanseri varsa bunun hızla ilerlemesine neden olur.

f. OVER KANSERİ: Etki bilinmemektedir.

g. MALİĞN MELANOM: Etki bilinmemektedir.

h. ALZHEİMER: İhtimalini azaltır.

Safra kesesi hastalıklarını bir miktar artırır, göbek çevresine alınan kiloyu azaltır, hipertansiyonu azaltır ancak takip edilmelidir. Duyma ve görme bozukluklarının ilerlemesini azaltır. Çenede de kemik erimesini azaltır, ses kalınlaşmasını azaltır.

HRT ye BAŞLAMADAN : Endometrial biopsi kilolu, polikistik overi olan, uzun süren adet görmeme dönemleri olan veya uzun süreli adet düzen bozuklukları yaşayan, kronik karaciğer hastalığı olan, çok alkol alan, hipotiridisi, diabeti olanlara yapılır. Endometrium kalınlığı HRT alanlarda adet bittikten hemen sonra ölçüldüğünde 5 mm den az olmalıdır. Adet görür tarzda ilaç kullanımı sırasında düzensiz kanama olursa, endometrium kalınlığı normal bile olsa biopsi almak gerekir.

KİMLER HRT ALMAMALIDIR?

  1. Karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlar
  2. Akut tromboembolik hastalıklar yani atar veya toplar damarlarında pıhtılaşma sorunu olanlar
  3. Akut safra kesesi hastalar
  4. Bilinen veya şüphelenilen meme kanseri
  5. Bilinen veya şüphelenilen endometrium kanseri
  6. Nedeni bilinmeyen uterin kanamalar
  7. Nörooftalmik damar hastalıkları
  8. Trigliserit seviyesinin 500 üzerinde olanlar HRT almamalıdırlar

Geçirilmiş kalp hastalığı olanlar, geçirmiş tromboembolisi olanlar yani geçirilmiş pıhtılaşma problemi olanlar, geçirilmiş karaciğer ve safra kesesi hastalığı olanlar, migren veya astımı bulunanlar, sistemik lupus eritamatozusu olanlar, trigliserit seviyesi 250-500mg/dl olanlar da ise çok dikkatli olarak kullanılmalıdır.

Hipertansiyon, varis ve sigara kullananlar için HRT Kontrendikasyon değildir.

Endometrium kanseri evre 1-2 tedavisi alanlar, reseptör varsa 5 yıl sonra ,yoksa hemen hormon replasman alabilirler. Ancak progesteron mutlaka ilave edilmelidir. .Meme kanseri hikayesi olanlara önerilmez .Myomu olanlar düşük dozlu Hrt alabilirler. Diabetes Mellitusu olanların transdermal yani cilde yapışanlardan kullanması uygundur .Sıcak basması olanlarda Hrt den sonraki ilaç SSRI dediğimiz depresyon ilaçlarıdır. .Testesteron dediğimiz erkeklik hormonları psikolojik olarak kişiyi rahatlatır ve cinsel isteği artırır. Bu etkinin yüksek doz kullanıldığında oluştuğu hatırda tutulmalıdır. Sıcak basmalarını azaltmaz, kemik koruyucu etkisi yoktur. HDL yi düşürür, LDL yi yükseltir.

Op. Dr. Derya Zerrin Gökay tarafından hazırlanmıştır.
Yayınlama Tarihi : 07.04.2022
Son Güncelleme Tarihi : 14.01.2024